Türklere özgü bir sanat olan Çinicilik genellikle mimari yapılarda kullanılmaktadır. Bizde bu hafta röportaj köşemizde geçmişten günümüze gelen bu sanatla ilgilenen ve yapan Refik Kahyaoğlu ile birlikteyiz.
İçi ve dışı veya tek yüzlü sırlı, sır altı boyalarıyla dekore edilerek geleneksel motiflerle süslenişi seçili malzemelerle yapılmış olan ve mimariye bağlı olarak gelişmiş olan bir sanattır çinicilik. Nazilli’de uzun yıllar ticaret hayatı olan ve emeklilik hayatında kendini çinicilik ile bütünleştiren 61 yaşındaki Refik Kahyaoğlu, geçmişten gelen bu eşsiz sanatı bu hafta röportaj köşemizde bizlere anlattı. Kahyaoğlu,yıllar sonra kendinin farkında bile olmadığı yeteneğini anlatırken, ‘Her insanın içinde bir becerisi vardır. Sadece bunu kendimiz keşfedebiliriz’ dedi. Şimdi söz Kahyaoğlun’da.
Sizi tanıyabilir miyiz?
Refik Kahyaoğlu. Muğla doğumluyum 61 yaşındayım.1990 yılında Nazilli’ye geldim.2010 yılına kadar beyaz eşya ticareti yaptım. Emekli oldum. Engelli 31 yaşında 1 tane var. Kendi işlerini görebiliyor konuşma sıkıntısı var. Eşim ev hanımı ticaret hayatım boyunca bana yardımcı oldu.
Çiniciliğe merak nasıl başladı?
Nazilli Halk Eğitim Merkezine gittiğimde çinicilik için gitmemiştim hangi kurs varsa gidecektim. Sonra Çinicilik kursunda boş yerin var olduğunu söylediler. Okul yıllarımda resme ilgim vardı.3 yıldır devam ediyorum.
Çinicilik sanatını nasıl anlatırsınız?
Çok sabır isteyen bir sanat. Çok zevkli çok özel bir sanat. Ortaya bir şeyler çıkardıkça insan kendini çok daha iyi hissediyor. Renklerle oynayabiliyorsunuz. Bana terapi gibi geliyor diyebilirim.
Çinicilik sanatının en büyük özelliği nedir?
Çinicilikte boyaları özeldir. Kum boya dediğimiz yüz yıllardan beri aynı gelenek ve görenekle devam eden boyalar kullanılır. Üzerinden uzun süre geçse bile boyaları sulandırıp tekrar kullanabilirsiniz.
Malzemeleri nerden alıyorsunuz? Yapım aşamasını anlatır mısınız?
Malzemeleri Kütahya’dan alıyoruz. Orada çalıştığımız firmalar var. Çeşitli boyda tabaklar, sürahiler ve objeleri internetten seçip siparişlerimizi veriyoruz. Ham olarak geliyor bize. Sonrasında bunlar zımparalanıp sonrasında ince zımparasını yapıp işleyeceğimiz desenleri seçiyoruz. Desenleri seçiyoruz ya da kendi çizdiğim desenleri kullanıyorum. Çok klasik modellerde var oradan parça parça motiflerde alıp farklı desenler de ortaya çıkabiliyor. Bu desenleri tabağa koyup iğne ile tabağa işliyoruz. Sonrasında kömür tozu tabağın üzerine çıkıyor ve o noktaları birleştiriyoruz. Boyama aşaması bittikten sonra 24 saate yakın 900 derecede fırınlıyoruz.
Ne kadar vaktinizi alıyor bir objeyi yapmanız?
Yaptığım objenin büyüklüğüne göre değişiyor. Bazen 1 gün bazen 3 gün sürüyor. Tabak türünde objeler daha kolay bitebiliyor. Ancak dik objeler biraz daha vakit alabiliyor. En uzun çalışmam 3 hafta sürmüştü.
Hiç sergi açmayı düşündünüz mü?
Yok hiç düşünmedim. Sadece Halk eğitim merkezinin genel olarak yaptığı bir sergi vardı. Orada sergilenmişti yaptıklarımız. Onun dışında hiç düşünmedim kendime özel bir sergi açmayı ama belli olmaz ilerleyen zamanlarda ne olur bilemem.
Çizim yaparken ne düşünüyorsunuz size nasıl hissettiriyor?
Bana resmen terapi. Saat öğlen saatlerinde geliyorum akşam nasıl oluyor anlamıyorum. Kahveye gitme alışkanlığım yok. Boyalarla şekillerle uğraşmak çok iyi geliyor. Hiçbir şey düşünmüyorum. Tam bir emeklilik hobisi. Ölümsüz bir şey sizden bir şeyler ortaya çıkıyor. Bitirdikten sonra yaptığınız objeye imzanızı da atıyorsunuz.
Daha önce herhangi bir sanatla uğraştınız mı?
Hayır daha önce bir uğraşım olmadı. İlk defa çinicilik sanatıyla uğraşıyorum. İyi ki de öğrenmişim. Kendimi her geçen gün daha da geliştirip yapmaya devam edeceğim. Bu sanatla birleştirebileceğim tezhip sanatı var onu merak ediyorum. Çiniciliğin daha detaylı daha ince hali.
Takip ettiğiniz ustalar var mı?
İnternetten takip ettiğim genç ustalar var geçmiş eski ustalar var. Nevlale diye bir sayfa var onu takip ediyorum. Motiflerini yapmaya çalışıyorum.
Çinicilikte usta çırak ilişkisi çok önemli bu konuda ne söylemek istersiniz?
Tabi ki kesinlikle bu sanatta usta çırak ilişkisi çok önemli. Biz burada bunu yaşayamadık maalesef. Sadece Halk Eğitim Merkezinden aldığımız eğitimle ve sonrasında kendimizi geliştirerek devam edebildik. Tabi bu işin merkezi Kütahya taraflarında okulları var. Orada usta çırak ilişkisi daha mümkün ve olması gereken gibi.
Çinicilik sanatı yapmak isteyenlere ne önerirsiniz?
Kesinlikle bir şeylerle uğraşsınlar. Hobi edinsinler hem ruhsal sağlık için hem de bedensel sağlık için çok önemli. Başladıktan sonra zaten bırakamıyorsunuz. Aslında kendimizi bilmiyoruz hepimizin hobi olarak bir beceresi vardır. Ama bunu keşfetmek bizim elimizde.
Ayşe Aktaş – Hedef Gazetesi
YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)